29 Ağustos 2018 Çarşamba

İçimden Geldi


                İçimde söyleyemediğim sözlerim sancısı var, sanki doğmayı bekleyen bir bebek gibi bekleşiyorlar, yükü oturdu üzerime.

                Meşru bir mecaz önündeyim bu aralar, saygıyla eğildiğimden midir, bel ağrısından mı bilinmez, eğildiğim “o” andan doğrulamıyorum. Yolun başı sonuyla aynıysa yürümenin anlamı var mıdır, çözemediğim bir başka karmaşa. Kendim mi oluyorum, kendimden mi bak işte bunu hiç bilmiyorum.
                Tanışmayı unutmuşum mesela cümlelerde. Gerçi cümle kurabildiğim de pek yok bu aralar. Okumalar birikti, iş fikirleri kafamda uçuşuyor, hele ki memleket meseleleri… Tarım alanında politika bile yazmak istiyorum mesela. Yazsam işe yarar mı, sanmam. Yine de mesele memleketse elimden geleni yapmalıyım sanırım.
                Kimliğime bir ayrı statü daha eklendi bu arada. Eklenen statü kadar mıdır varlığım, bak onu da bildiğim yok. Sanırım şehrin son delisi olma yolundayım ha, ne dersin? Senin bile aklın karıştı değil mi? Bakma bu yazımın hantallığına sen, uzun zamandır yazmayı ihmal ettiğimden geçti kendinden böyle cümlelerim. Yoksa dilim hala arsız, yazma hevesim hala hınzırdır içimde.
                Daha çok yazmalıyım belki ne dersin? Seni dahil edemediğim her anıma, bir fotoğraf karesi misalince anı eklemeliyim belki de? Oysa anılar biriktirmek değil paylaşmak ve dahi anında yaşamak için düşmeli bence insan yüreğine.
                Yeni fark ediyorum pek sevgili okuyucum, zaten senle benden başka yokmuş kimse burada. Gerçi senle ben bile yokuz şurada… Selam ile, dua ile…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder