18 Ekim 2016 Salı

Hadi Oradan Dandini

                Binlerce savaş çığlığı her yandan… Her taraf iyi, her taraf kötü birazından… Öğrenemedik sevmeyi, sevgiyi paylaşmayı. Sarılamadık birbirimize sımsıkı. Dertlerin en derin yerinde hikâyeler uydurduk kendimizce.

                Evet, tam olarak düşündüğün yerdeyim değerli okuyucu. Tam da beklediğin yerin sağ tarafında duruyorum. Belki istemsizce son nefesime yaklaşıyorum. Belki de sana geliyorum. Korkma bugün karamsarlıktan değil, dostluktan bahsediyorum. Şöyle mesela; kimse olduğumuz gibi değil dünyada. Kimsemiz de olduğu gibi değil zaten. Her şey bir bütünleme içerisinde. Dağlar ve denizler bazen paralel, bazen dik birbirine. Dağlar, denizlerle insan ise insanlarla uzak birbirine. Ne kadar da yakınız oysa. Çoğu zaman aynı yatakta farklı uykularda… Bazen de aynı sofrada farklı tabaklarla… Acaba diyorum, eskiler aynı kaptan yerken bir şey mi öğretmek istiyorlardı bize? Bilemem. Çok derin mevzu şimdi o kadar dibe giremem.  Aynı kap olsa da kaşık yine farklı değil mi zaten? Neyse bu mevzu bizden çıkar. Sonra laf olur, söz olur da anlatamayız derdimizi.
                Mesela, en sevdiklerimiz nerede? Bahsettiğim yalnızlık değil bu arada. Hele tek başınalık hiç değil. Ciddi soruyorum şu an en sevdiklerimiz nerede? Coğrafi konum olarak bilmiyor olabiliriz. Ancak bildiğimiz bir şey var: Binlerce hatıranın tam içinde. Bu hatıralar nerede depolanır onu da bilmiyorum. Bilsem bile anlatamazdım. Bir şey soracağım canlar:” Gelin bir olalım, kavgayı bırakıp el ele tutuşalım, ölmesin insan öldürmeyelim artık gelin yaşatalım” desem kaç kişi duyar ki sesimi?

                Çok geveze oldum yine. Gerek yok bu kadar kelimeye. Şu karşıki dağda lambalar yanar… Selam siz güzel insanların üzerine olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder