1 Temmuz 2020 Çarşamba

Elma Ağaçlı Yasemin Kokulu Bahçedekine Ulaştırılmak Üzere Bir Mektup

Heybeti kendisinden büyük dağlar gibiydi

Kimi zaman dünyanın en sert rüzgarlarının

estiği terk edilmiş bir şehre

Kimi zamansa piknik yapılası kırlara

çocuklarla dolu bahçelere benzerdi

“Elif”i ilk kez ondan öğrenmiştim

Tıpkı ev işi el işlerini öğrendiğim gibi

Kadim medeniyetlerin -benim hayal

gücümde- vücut giymiş haliydi

Ulu Türk boylarının Kağanlarıyla

Hakanlarıyla bütünleşmişti içimde

Ve sonra şairin dediği gibi bindi güzel bir ata

O güzel insan da …

İşte öyle pek değerli okuyanım. Noktalamasız bir söyleyiş bu başladığım. Çünkü hayat gibi bir solukta okunmasını istedim cümlelerimin. Ki bir solukta yazmasam bu cümleleri hiçbir zaman diyemeyecektim.

Şimdi dedim, uzak geçmişe şimdiden seslendim. Geç kalmadan soluk dahi almadan dedim. Duygularım ayyukta bu ara ve kendilerini bir çocuk heyecanı ile sallamaktayım gençliğimin salıncağında.

Ne dersin heybetli dağları andıran adam, kadim medeniyetlerin tasviri, çocukluk masallarımın en bilge karakteri, sence bu sefer sevmeyi/sevilmeyi becerebiliyor muyum? Biliyorum biliyorum… Zaman gösterecek onun cevabını elbet. Onu deme de söyle alışabildin mi gittiğin yere? Alıştıysan eğer dikmeye başla elma ağaçlarını oralara çünkü geldiğim zaman elmalı sohbetlerimiz için mutlaka başının etini yiyeceğim. Şimdilik görüşene kadar sana huzurlu dinlenmeler diliyorum elma ağaçlı yasemin kokulu o güzel bahçende …

Kalan tüm değerlerimize bolca selam bolca hasret bolca dua… Sessiz, sakin ve sosyal mesafeli öperim ellerinizden.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder